Gran Canaria’nın Talassoya Lüks Dokunuşu
Talassoterapi, balneolojinin (banyo bilimi) bir dalıdır ve hastalıkların soğuk veya sıcak deniz suyu, deniz havası, güneş, yosun, çamur ve kumla tedavi edilmesidir. Talassoterapi, balneoterapi ve klimaterapinin birleşimidir. Talassoterapi genellikle wellness’ın bir parçası olarak doğrudan deniz kenarında uygulanır. Talassoterapinin tarihi Antik Yunan'a kadar uzanır. Hipokrat, yazılarında siyatik ve romatizma tedavisinde ılık deniz suyunu önermiştir.
Talassoterapinin tanınmış savunucularından biri, deniz suyunun bulaşıcı hastalıklar üzerindeki etkilerini ilk kez doktora tezinde açıklayan İngiliz Dr. Richard Russell'dır. Dr. Russell her ne kadar 18. yüzyılda deniz suyunu içmeyi de talassoterapinin bir uygulaması olarak gerçekleştirmiş olsa da günümüzde deniz suyunu içmek talassoterapi unsurları arasında yer almamaktadır. 19. yüzyıla gelindiğinde ise talassoterapi Batı Avrupa'da, özellikle Fransa'da yaygınlaşmıştır.
Peki Gran Canaria talassoterapi bağlamında nelere sahip?
Saymaya başlayayım: Yıl boyunca ılıman ve düzenli iklim (ortalama 22°C), yüksek mineralli okyanus suyu, temiz hava, düşük nem ve yüksek iyot içeriği yanında yüksek kaliteli turistik alt ve üst yapının bulunması. Tüm bu unsurlar Ada’yı özellikle Yakın Batı (Avrupa) için önemli bir merkez haline getirmektedir.
Atlas Okyanusu’nda bulunan ve İspanya’ya bağlı Kanarya Adaları’nın en büyüğü olan Gran Canaria’da talassoterapi uygulamalarının başlangıcı 1980-1990’lar arasındadır. Fakat bu dönemdeki deniz temelli uygulamaların turistik “SPA” deneyimi ile sınırlı kaldığı söylenebilir. 1990’lı yıllardan itibaren ise üst segmentteki oteller ve SPA merkezleri, kaynak bölge olan Yakın Batı’daki sağlık turizmi trendlerini yakından takip ederek talassoterapiyi sağlık turizmine yönelik geliştirme yoluna gitmiştir. Aynı dönemde talassoterapi uygulamalarının standartlaştırıldığı da anlaşılmaktadır.
Bu tesisler denizi, deniz-kum-güneş dışında da kullanmaya başlamışlardır. Tesislerin wellness, SPA ve medikal turizm için uygun hale getirilmesi ile birlikte daha da yaygınlaşmıştır. Bir sonraki aşamada bazı merkezlerin wellness ve SPA yerine medikal içerikli programlar sunmayı tercih ettikleri görülmektedir (cilt hastalıkları, romatizma ya da stres bozuklukları gibi).
2010’dan sonra ise Gran Canaria’daki talassoterapi merkezleri uluslararası sağlık turizmi pastasından pay almaya başlamıştır. Tüm bunlar yapılırken hedef kitlesi, deniz-kum-güneş turizmi için Ada’ya gelen Almanya, Fransa ve İskandinav ülkeleri olmuştur.
Ada’daki talassoterapi merkezlerinden bazılarına da kısaca değinmek bu alanda yapılan yatırımların boyutları hakkında bilgi verici olacaktır. Örneğin Gloria Palace Thalasso & Hotel – San Agustin & Amadores, Gran Canaria’nın en kapsamlı ve gelişmiş tesislerinin başında gelmektedir. 7000 m² büyüklüğünde bir alana sahip olması, bunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Okyanusun sahip olduğu tüm potansiyel (su, havası, yosunlar vb.) burada değerlendirilmektedir.
Diğer önemli bir tesis olan Lopesan Villa Del Conde Resort & Thalasso(Meloneras, Maspolamas) ise ürün yelpazesindeki deniz bazlı terapiler yanında lüks SPA konseptiyle farkındalığını ortaya koymaya çalışmaktadır. “Well-aging” ve “anti-stres” programları sunduğu hizmetler arasındadır.
Genelde İspanya’da özelde ise Gran Canaria’da turist sayısını artırmak gibi bir kaygı bulunmamaktadır. Talassoterapi, daha çok yüksek gelirli turist profilini çekmek için turizm pazarında konumlandırılmaktadır. Bu hizmetleri sunan tesislerde doluluk oranı yanında konaklama süresinin de yüksek olması tesisin başarılı olduğunun bir göstergesidir. Özellikle kış aylarında Yakın Batı’dan gelen turistler wellness turizmi sayesinde Ada’ya olan talebi artırmaktadır.
Gran Canaria’daki bazı otellerde olduğu gibi, Türkiye’de adında “Talasso” olan ilk otel olmaya ne dersiniz?…
Lütfen Bekleyin.