• 03 Şubat 2023 22:26
  • 0
  • 6 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Turizm- dış ticaret ve sürdürülebilirlik

Bu yazıyı dinleyin
Kayhan Taner Özen 03 Şubat 2023 Turizm- dış ticaret ve sürdürülebilirlik

            

Türk Ekonomisi neredeyse hey ay 10-15 Milyar dolar dış ticaret açığı vermeye başlamıştır. 2022 yılı dış ticaret verileri; ithalat 364 Milyar dolar- ihracat 254 Milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Yıllık 110 Milyar doların üzerindeki dış ticaret açığı 800 Milyar dolarlık Türk ekonomisi için sürdürülemez zarardır. 

2022 turizm sezonu, 51.387.513 uluslararası turist ağırlayarak beklenenden fazla turist ve beraberinde 46.284.907 dolar gelir getirmiş ve giden turistin harcadığı 4.276.533 dolar düşülünce, dış ticaret açığının 42 Milyar dolarlık kısmını kapatmıştır. (Aslında bu gelir kayıt dışı ile 60 Milyar doları bulmaktadır. Merkez Bankası verilerindeki kaynağı belli olmayan gelirin büyük kısmı turizm gelirleridir. Bu durumda net uluslararası turizm geliri 56 Milyar dolardır.) 

Sonuç olarak cari açığa dönüşecek miktar yine de 50 milyar dolar olacaktır. 800 Milyar dolarlık ekonominin yüzde 6,25'ine karşılık gelen bu rakam sürdürülemez durumun göstergesidir. 2022 yılı Ocak ayı dış ticaret açığı ise 14.3 Milyar dolar ile kapıyı açmıştır. 2022 dış ticaret açığı toplamı 150 Milyar dolar olma yolunda yıla başlamıştır. Bu durumda iyi turizm beklentileriyle bile cari açık 70 Milyar doların altında olmayacaktır. Bu rakamın GSYİH ya oranı ise yüzde8,75 olacaktır.

Bir ekonomi yıllık üretiminin yüzde8.75 fazlasını tüketiyor ve bunu dış borç ile finanse ediyorsa sistemin beş yıla kalmadan tıkanması kaçınılmazdır. Artan borç yükü yeni borçlanmaları zor ve pahalı hale getirecektir. Çünkü risklidir. Nitekim çıkarlarını çok iyi gözeten uluslararası para piyasaları Türkiye Cumhuriyeti Devletine en son yüzde9,75 faiz ile borç vermiştir. Normal koşullarda döviz üzerinden yüzde10 ile borç verseniz, bırakınız devletleri, Türkiye'deki batmakta olup zorla ayakta tutulan zombi şirketler bile borç almazlar. Ama devletin kısa vadeli borçlarını ya da ihtiyaçlarını çevirmek için hazine yüzde10 faizli kredileri maalesef almaktadır.

Peki Türk ekonomisi ne ihraç ediyor ve ithal ediyor da bu açığı veriyor?

TUİK verilerine göre İthalat kalemleri

 

İTHALAT 2022 dolar 
Mineral yakıtlar, mineral yağlar

  96 548 926

Kazanlar, makineler, mekanik cihazlar ve aletler

  34 574 389

Demir ve çelik

  28 366 867

Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar

  23 457 398

Elektrikli makine ve cihazlar

  21 534 334

Motorlu kara taşıtları

  17 678 784

Diğer

  141 550 288

Toplam

  363 710 987

 

            

İHRACAT 2022 dolar 
Motorlu kara taşıtları

   26 804 291

Kazanlar, makineler, mekanik cihazlar

   22 675 683

Mineral yakıtlar, mineral yağlar

   16 374 408

Demir ve çelik

   14 628 379

Plastikler ve mamulleri

   11 570 171

Örme giyim eşyası ve aksesuarları

   11 011 472

Diğer

   151 107 496

Toplam

   254 171 899

 

Görüleceği üzere Türkiye'nin en önemli ithalat kalemi petrol ürünleridir. 96 Milyarlık İthalata karşılık 16 Milyar dolarlık bu mal kaleminde ihracat yapılmakta ve 80 Milyar dolar açık verilmektedir. İkinci sırada Kazanlar, makineler ve mekanik cihazlar vardır ve açık 18 Milyar dolardır. Üçüncü sıradaki ithalat kalemi demir çelik ürünleridir ve verilen açık 14 Milyar dolardır. En çok ithal ve ihraç edilen mallar tablolarımızın bir diğer ortak ürünü motorlu kara taşıtlarıdır. Bu kalemde ihracatımız 9 Milyar dolar fazla vermektedir.

İlk altı kalemi gösterdiğimiz fasıllara göre ithalat ihracat kalemlerinde  iki satır mal grubu ortak değildir. İthalatta  Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar ile Elektrikli makine ve cihazlar, ihracatta ise Plastikler ve mamulleri ve Örme giyim eşyası ve aksesuarları kalemleri ilk altıya giren kalemlerdir. Bunlardan kıymetli veya yarı kıymetli taşlar kaleminde açık 13 milyar dolar ve elektrikli makine ve cihazlarda verilen açık 8 Milyar dolardır.

İhracatta ise plastik ve mamulleri kalemi önde gelmekle beraber burada verilen açık da 7,5 Milyar dolardır. Örme giyim eşyası kalemi ise 10 Milyar dolar fazla verdiğimiz kalemdir. Diğer tekstil ve konfeksiyon ürünleri de ele alındığında fazla verilen kalemlerin burada olduğu görülür. Toplam tekstil ürünleri ihracatı 33.7 Milyar dolar, ithalat ise 16 milyar dolar olup alınan fazla 17.7 Milyar dolardır.

Sonuç olarak Türk dış ticareti tekstil ve konfeksiyon dış ticareti ile 17.7 Milyar dolar, motorlu kara taşıtları dış ticareti ile 9,1 Milyar dolar fazla vermekte diğer ilk altı fasıl dış ticaret kaleminde açık vermektedir.

80,2 Milyar dolarlık açık ise sadece mineral yakıtlar ve yağlar kaleminde yani petrol ve doğal gaz ithalatında verilmektedir.

Yukarıdaki rakamlardan da görüleceği üzere Türkiye'nin dış ticareti sürdürülemez bir yapıdadır. İhracat rakamlarının büyük kısmı ithal edilen malların ihracatından kaynaklanmaktadır. Ekonomiye sağladığı katma değer sınırlıdır.

Gerçekte Türkiye'nin hizmet ihracatı olan uluslararası turizmden elde edilen 56 milyar dolar geliri ekonomiyi kurtarmaktadır. Geri kalan açık ise borç ile kapatılmaktadır.

Turizm gelirlerinin de elbette ithal ikamesi vardır. Kullanılan enerji, tüketilen ithal gıda, hizmete verilen kara nakil araçları elde edilen gelirin bir kısmının dışarı gitmesine neden olmaktadır.

Fakat Türk turizmi büyük oranda Türklerin elindedir. Elde edilen kâr Türkiye'de kalmaktadır. Bu kârlar tekrar yatırıma dönüşmektedir. 

Böylece Türk uluslararası turizminin pazar payı genişlemektedir.

Fakat ihracattaki şirketlerin ise önemli bölümü yabancılardır. Bunların kârı dışarı transfer olmaktadır ve içeriye kısıtlı yeni yatırım yaptıkları için Türkiye'nin pazar payı istenilen oranda artmamaktadır.

Yıllardır süren özelleştirmeler ve özel sektörün gelecek vadeden şirketlerinin yabancılara satılması sonucunda Türk İhracatının pazar alanı daralmış, ithalat ise kontrol edilemediği için dizginsiz bir şekilde koşarak yoluna devam etmiştir. 

Şirketlerimiz yabancılara satılınca bunların potansiyel pazar payları da beraberinde satılmış, bu şirketleri satın alan yabancılar ise yatırım yapıp geliştirmek yerine yerel pazarlama ağı olarak kullanmayı tercih etmişlerdir. 

Sonuç olarak Türkiye'ye ihracat kolaylaşmış, Türkiye'den ithalat ise yeterli üretim olmadığı için kenara bırakılmıştır. 

Turizm gelirlerinin ithalatı karşılaması güzeldir. Fakat önemli olan imalat sanayinin ülkenin ihtiyaçlarını karşılayacak katma değeri, teknolojisi yüksek malları üreterek dışarıya satması, böylece ve kullandığı hammaddenin ve enerjinin maliyetini karşılaması gerekir.

Turizm gelirlerinin önemli kısmının turizm sektörüne tekrar aktarılması sürdürülebilirlik için çok önemlidir.