Festivaller üzerine çok yazı yazdım. Takdir ve eleştirilerin oranında, eleşitiri çok ağır kalır. Bu yazının konusu ise Türkiye’nin en eski film festivali ve bu yıl 60. sı yapılacak olan Antalya Altın Portakal Film Festivali ve Türkiye’nin en iyi korunmuş 2000 yıllık Roma tiyatrolarından Antalya Aspendos ile bütünleşen 30. Uluslararası Aspendos Opera Bale Festivali.

Altın Portakal Film Festivali bu yıl 7/14 Ekimde yapılacak. Uzun yıllar Sayın Menderes Türel’in Antalya Belediye Başkanlığı döneminde festivalin, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ile Uluslararası olması için çaba gösterdi.  Bence hiç gözardı edilmemesi gerekilen en önemli çaba ise “sinemaya ait hiç bir sanayisi olmayan Antalya kentinin yıllardır verdiği bu emek ve maddi çabanın karşılığını almak için yeni projeler geliştirme arzusu ve planıydı” Dünya standartlarında bir film kenti olmak için en azından bir “Film Komisyonuna” sahip olmak gerekirdi. Bir kenti doğal platform olarak veya film studiolarıyla tanıtıp ve pazarlayacak, film çekilmesi kolaylaştıracak, özendirecek olan bir komisyon. 60 yıldır Antalya’da kurulamadı…

Sayın Muhittin Böcek ise geçen yılda yazdığı gibi “ Taşıdığı değerlerle anlamlı olduğu bilinciyle özüne döndürdüğümüz” diyerek özüne döndürmüş(!)  ulusallığı ve yine “festival korteji”ni önemsemiştir. 60 yıldır Antalya’nın kaynaklarını, karşılıksız Yeşilçam’a sunuyoruz. Bir kentin tanıtımı için çok önemli olan Türkiye film sanayine ise yaranamıyoruz.

Organizasyon için söylenecek çok şey var 2 ay kalmış festivalin daha afişi bile yapılmadı ama çok şükür 10 temmuzda festival tarihi belli oldu…

Türkiye’de Kamu kurumlarının Festival Organizasyonları tam bir “festival”dir

Gelelim Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivaline. Bu yıl 4/21 eylülde yapılacak. 

24 mayısta Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan bakın ne demiş: "Devlet Opera ve Balesi olarak en temel amacımız dünyanın en zor, en komplike ve en yüksek sanatları olan opera ve bale sanatını halkımızla en yüksek seviyede buluşturabilmek. Halkımızın imkanına sunmak. Dünya standartlarında temsiller ve performanslar sergileyerek halkımızın bu yüksek sanatlardan istifade etmesini sağlamak" 

Şimdi bakın bakalım son 10 yılda Aspendos Festivalinde kaç kez AİDA operası sergilenmiş. Tabi ki sadece o değil temcit pilavı gibi diğer opera ve baleler de öyle.

Programa bakarsanız artık “Uluslararası” özelliği de bu festivalin kalmamış tamamen “ulusal” 

Uluslararası olma ve üye olunan Avrupa Festivaller Birliğine kriterlerine uymama da cabası…

Evet “dünyanın en zor işi” Türkiye’de kamu kurumlarının festival düzenlemesi olsa gerek