• 06 Temmuz 2021 23:31
  • 0
  • 3 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Neden istifa ettim

Bu yazıyı dinleyin
Bahattin Yücel 06 Temmuz 2021 Neden istifa ettim

İlk başladığım günden bu yana geçen 50 yıl boyunca, turizme hizmet ettim. En alt basamağından başlayarak, her alanında çalıştım. Turizmden kazandım ve kaybettim.

TÜRSAB’ın bende ayrı bir yeri vardır. 

Kendi ölçülerime göre çok emek verdim. 1978 yılından 2003 yılına kadar geçen çeyrek yüzyılda; aralıklarla yönetim kurulu üyesi, genel sekreter ve yönetim kurulu başkanlığı görevlerine seçildim, elimden geldiğince hizmet ettim. 

Birlikte görev üstlendiğimiz arkadaşlarla, TÜRSAB’ın temsil ettiği mesleğin saygınlığını arttırmayı amaçladık. Dünya’nın en güzel kültür ve tatil turizmi ülkesinin, hak ettiği itibarı kazanması için bıkmadan usanmadan çalıştık. Hiç birimizin çıkar beklentisi olmadığını gururla söyleyebilirim.

Süreç içinde o dönem geçerli olan yasanın engelini aşabilmek amacıyla, seyahat acenteliği mesleğinin ortak çıkarlarını temsil edecek, mesleğimizi kollayacak bir vakfın kurulması için yoğun çaba harcadık. 

İleride kurucuların yönetimi sürekli ellerinde tutmalarının önüne geçecek maddelerle, Vakıf ile TÜRSAB yönetiminin birlikte davranmalarını amaçladık. Vakıf Senedi bu amaçla düzenlendi. Düşünce benim önerimle gelişti, arkadaşlarım katıldılar, benimsendi.

TÜRSAB Yönetiminden ayrıldıktan sonra Vakıf ile ilgilenmedim.

Sizden önceki ama içinde yer aldığınız yönetim kurulları, Vakfın günümüzde İBB ile sorunlar yaşamasına neden olan, UKTAŞ’ a ortaklığını geliştirdiler. 

TÜRSAB’ın konuyla ilgilenmesinin başlangıcı; UKTAŞ’ a kişisel ortak olmak ve sonra bu hisseleri bedelsiz olarak TURSAV’ a devretmekten ibaretti. Bir anlamda geçiş dönemi diyebiliriz. 

Ben hisselerimi vakfa vermesi amacıyla sizden önceki başkana bedelsiz devrettim. Ancak kendisi ve yakın çalışma arkadaşları, bu hisseleri ellerinde tuttular. Vakıf dışında şahsen UKTAŞ’a ortak olmayı yeğlediler.

Sizden önceki yönetimin TÜRSAB’ı ne hale getirdiğini, yargı sürecini yakından izlediğinize inandığım için burada anlatmaya gerek duymuyorum.

 

Ancak eski Başkan ile aynı yönetimde görev alan bir yakın çalışma arkadaşının, Cumhuriyetin ilk yıllarında yasayla kurulan TURİNG’ i; uzun yıllar başkanlığını yapan merhum Çelik Gülersoy’ un kemiklerini sızlatacak şekilde, nasıl ele geçirerek kaynaklarını yandaşlarına sunduklarını, sanırım siz de çok yakından bilirsiniz.

Geçtiğimiz günlerde toplanacak genel kurul öncesinde bir TURSAV görevlisi beni arayarak, boş bir vekaletname göndermemi istedi. İsimsiz vekalet veremeyeceğimi ve aslında beni oradaki görevlinin değil sizin aramanızın doğru olacağını uygun bir dil ile anlattım. Bu duyarlığımın fark edildiğini sanmıyorum.

Daha sonra yapılan seçimlerde; eski yönetimde Başkan ile birlikte görev alan ve Turingoperasyonunu gerçekleştiren birisinin, bu kez  kurucusu olduğum TURSAV yönetimine seçilmesini içime sindiremedim. 

Sessiz kalmam kendime saygısızlık olurdu..

Son genel kurul öncesinde eski yönetimin; dönemin Kültür ve Turizm Bakanı ile anlaşarak toplantıyı 2,5 ay süreyle erteletmesine nasıl karşı çıktığımı, en yakından bilen kişi siz olmalısınız.

Üstelik bu süreçte kayyım olarak görev yapan üç kişiden birisi eski bir TÜRSAB Başkanıydı.

Kayyımların iş başında bulundukları süreçte; eski yönetim işlemlerini sürdürmüş ve sizin ifadenizle TÜRSAB almadığı hizmetler karşılığında, 150 milyon lira borçlandırılmıştı. Buna seyirci kalan kayyım meslektaşımızın, yönetiminiz tarafından onursal başkan olarak ödüllendirilmesine doğrusun pek anlam verememiştim.

Ancak eski Başkan ve yakın çalışma arkadaşlarının açık desteği ile Turing’e günün moda deyimiyle el koyan birisinin, TURSAV Yönetimine seçilmesini sindirmem asla söz konusu olamaz.

Bu nedenle kurucusu olduğum TURSAV’ın mütevelli heyeti üyeliğinden istifa ettiğimi, bilgilerinize sunar, gereğini rica ederim.